Back to all community books

Nina e Suas Cores Especiais

Tolerance Pixar style

A story about Nina, a unique girl who can see emotions as colors, and her quest to bring her classmates together despite their differences.

Nina era uma menina de 8 anos que via o mundo de uma forma única e mágica. Seus olhos amendoados brilhavam como estrelas quando ela pegava seus lápis de cor, e seu sorriso iluminava toda a sala de aula. Nina tinha Síndrome de Down, e isso a tornava ainda mais especial.

Nina wanted to help Pedro, but she faced her first obstacle. Some kids at school were afraid to play with Pedro because he used crutches to walk. Nina approached her friend Sara to help include Pedro. - Pedro looks so sad, Nina said. - I wish we could make him smile. - But how? Sara asked, hesitant. Nina knew she had to find a way to change their minds.

As Nina tried to help Pedro, more obstacles appeared. Some kids teased her about being different too. Others simply ignored her efforts. - Why won't they understand? Nina sighed. - Maybe it's too hard for them to accept, Sara replied. Nina felt discouraged but was determined to find a way to bring everyone together.

Frustrated, Nina thought about giving up. She sat alone under a tree, watching the colors swirl around her. - Maybe I can't change anything, she whispered to herself. Just then, Pedro sat beside her, offering a small smile. - I like your colors, he said. Nina realized she couldn't give up yet. She had to try one last time.

Nina had an idea for a breakthrough. She decided to create a special drawing with her magical pencils. - Let's make a place where everyone can be themselves, she told Pedro. Together, they drew a world where differences were celebrated. Soon, other kids joined them, curious about their colorful creation. Slowly, the dark blue around Pedro started to fade.

Nina's plan worked, and the main problem was solved. The once lonely corner of the schoolyard became 'Nina's Colorful Corner'. - Look, Pedro! Everyone's joining in! Nina exclaimed. - It's like a rainbow of friends, Pedro replied happily. Nina had shown her classmates that differences didn't separate them; they made their world more beautiful.

Related books

Discover other books with the same style

The Journey of Levi

In ancient Jerusalem, Levi, a priest, grapples with his desire for power and control. As he seeks to centralize all sacrifices to Jerusalem, his greed leads to unintended consequences, leaving him without purpose. Through a journey of introspection and guidance, Levi learns the true meaning of justice and finds a new path for himself, waiting for the return of his people. Will Levi overcome his inner obstacles and embrace a future filled with hope and fairness?

Anna and the Lost Wisdom

In the bustling city of Singapore, young Anna finds herself faced with a mysterious problem that requires wisdom beyond her years. With her trusty friend Ben, she must navigate a series of challenging obstacles to uncover the secret of the lost wisdom that others seek. Will Anna's wisdom and determination be enough to solve the mystery?

Can & Yaman

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken iki tane çocuk varmış. Birinin adı Can, diğerinin adı ise Yaman’mış. Bu iki arkadaş üç yıldır birlikte yaşıyormuş. Bir gün Yaman teleskop ile gökyüzünü incelerken Dünya’ya düşmekte olan bir meteor görmüş. Bunu hemen Can’a haber vermiş. Bunu duyunca Can: “Bunu durdurmanın tek bir yolu var” demiş. Yaman’ın gözü faltaşı gibi açılmış ve “meteoru nasıl durdurabiliriz?” diye sormuş. Can “dağların arkasındaki şatoda yaşayan bir büyücünün sahip olduğu bir asa gerek” demiş. Yaman ve Can evlerinden ayrılıp yola koyulmuşlar. Yollarına çok derin bir dere çıkmış. Dereden geçmek için bir tane köprü varmış. Ancak köprünün üstünde bir sürü kapan varmış. Can ve Yaman bir süre düşündükten sonra Yaman’ın aklına bir fikir gelmiş. Onun fikri yerdeki kayaları kapanın içine atarak geçmekmiş. Taşları atıp köprüden geçmişler. Bir süre yürüdükten sonra yol bitmiş ve karşılarına uçan ağaçlar çıkmış. Can ağaçların dallarındaki sarmaşıkları görmüş. Sarmaşıklardan tutunup atlayarak karşıya geçmişler. Ardından biraz daha gittikten sonra şatoya ulaşmışlar. O sırada Yaman meteorun çok yaklaştığını fark etmiş. Açık kapıdan şatoya girdikten sonra karşılarına yaşlı bir büyücü çıkmış. Yaman “Biz asayı almak için geldik” demiş. Büyücü ise sakalını çekerek “Size bir bilmece soracağım. Bu bilmeceyi bilirseniz asamı vereceğim” demiş. Büyücü sormuş: “İçimde denizler, şehirler ve ülkeler var ama ben denizler, şehirler veya ülkeler değilim. Ben neyim?” Hemen düşünmeye başlamışlar. Bir süre sonra hep bir ağızdan “harita” demişler. Büyücü cevabın doğru olduğunu söylemiş ve asayı Can’a vermiş. Can asayı yere vurmuş ama o kadar sert vurmuş ki çevresinde dalga dalga büyüyen halkalar oluşmuş. Ardından meteor gözden kaybolmuş. İki arkadaş birbirlerine mutlulukla sarılmışlar. Bu masal da burada bitmiş. Gökten üç tane elma düşmüş. Biri bu masalı hazırlayana, diğeri masalı dinleyene, sonuncusu ise masalı okuyanaymış. Bu masalın aynısı için kitap oluşturmak istiyorum

CreateBookAI © 2025

Terms Of Service Confidentiality Policy Cookies